Kolaylaştırıcılar




Derya:
Canlılığını hissettiği andan beri yaşamla bir söz hali içinde. Özüne duyduğu özlem, ona okyanuslar aştırdı; birbirinden farklı topluluklar, alternatif okullar, oluşumlar keşfettirdi. Uzun zamandır olan hareketliliğinin ardından Anadolu’nun bilgeliğinden öğrenmeye dair niyetleri güçlendi. Kalpten dinleme, birlikte yaratma ve öğrenme hali onun için en kıymetli şeyler. Council, seremoniler, ellerle üretim, toprak yapılar, illüstrasyonla hikaye anlatma, topluluk oluşturma pratikleri yaratıcılığını paylaşabildiği oyun alanları...




Doğukan:

Israrlı bir arayan. Ararken go oynadı, yoga ve meditasyon ile tanıştı, mandala çizdi. Council ve Jam pratiklerine katıldı ve bir topluluğun mucizelerini gördü. Doğada yürüyüşler yapar. Likya ve Frig yollarını yürüdü; Anadolu medeniyetlerine merak sardı. Bulutları ve kuşları izlemeyi sever. Bazen hikâye anlatır, bazen de yazar. Gördüklerini analog fotoğraf makinesi ile kayıt altına alır. Her türden oyun oynamaya bayılır. Yıldızları gözler, masallarını ve mitolojilerini anlatır. Kırsalda ve bir toplulukla yaşam kurmaya çalışıyor (uzakyakinhikayeleri.blogspot.com.tr).



Doruk:
Beni, bizi ve de doğayı anlamayı istiyor. Bu nedenle biyoloji okumaya başladı ama akademiyi sevmedi. Şimdi bunları başka başka yollardan keşfedebileceğini öğreniyor. Bazen yayan, bazen bisikletle, bazen hiçbir şey yapmadan, bazen dinleyerek bazen de konuşarak keşfediyor. İnsanları tanıyınca, gözlem yaptıkça, resim çizdiğinde, muhabbet ettikçe ve de gün geçtikçe büyüyen minik bitkileri izleyince mutlu oluyor. Birlikte çay içmeyi seviyor. Alabildiğince nefes almak, yapabildiğince gözlem yapmak, üretebildiğince üretmek, sormak, düşünmek, anlamak, cevaplamak ve sarılmak istiyor. Yürümeyi, yanında insanlarla tercih eder.



Elçin:
Kendini bildi bileli, doğayla ve doğal olanla ilişki halinde. Dağcılık geçmişi var. Son yıllarda ağaç ve bitki tanımaya merak saldı. Resim yapar, yaratıcı dramayla, edebiyat ve şiirler ilgilenir. Yeni, farklı olan her şeyi öğrenmeyi açık. Farklılıkları sever, bir olmaya ve kolektif yaşama inanır. Türkiye'nin ilk ekoköy ve topluluk oluşturma deneyiminde yer aldı. Okumaya ve araştırmaya olan ilgisiyle başladığı akademisylenliği bırakarak, 'ne patronların işçisi, ne işçilerin patronu' olmak istemediğinden serbest/yarı zamanlı çalışmaya başladı. Israrla, başka bir dünyanın mümkün olduğuna inanıyor.


Esin:

Oyun biriktiricisi ve paylaşıcısı, hatta zaman zaman da oyun bükücü.Vaktiyle dağcılık, flamenko, poi çevirme, tango ile ilgilendi. Ağaç, yabani bitki, bulut ve kuş gözlemcisi. Gökyüzünü, masalları, denizdeki balıkları merak ediyor. Hayatı bir öğrenme oyunu. Özellikle akarsu kenarlarında kendini iyi hissediyor. Gerçek gıda olayına biraz kafayı takmış durumda ve yazın kendi gıdasını hevesle yetiştirdiği minik bahçesiyle ilgileniyor. Toplulukta duymanın/duyulmanın, birlikte üretmenin ve birlikte eğlenmenin hemhal olmayı desteklediğine inanıyor. Zen meditasyonu yapıyor ve açık havada yoga dersleri veriyor. Meditasyonun sinir sistemi ile etkileşimini öğrenmek, deneyimlemek ve paylaşmak çok hoşuna gidiyor. Meditasyon halini hayatına yaymayı araştırıyor. (www.yogaesin.com)



Filiz:
Üniversitede Matematik okudu. Öğretmenlik yaptı, bıraktı. Sonra memur oldu ve onu da bıraktı. Kendisiyle iletişimde kalmak için bir çok şeyle ilgilendi. Dans etti, Go oynadı, doğa yürüyüşlerine çıktı, fotoğraf çekti, yoga yaptı. Yoga eğitmeni oldu. Topluluk oluşturmaya dair çalışmalara katıldı, çember pratiğini deneyimledi. Çocukluğunu; toprakla, börtü böcekle oynayarak, ağaçlara kayalara tırmanıp bol bol yaralanıp berelenerek geçirdi belki de bu yüzden, içi hep şehirden kaçma hissiyle dolu oldu. Yoga derslerini stüdyo yerine doğada yapmayı sever. Kırsalda topluluk oluşturmaya dair kafa yorar. Çember kolaylaştırmaktan mutluluk duyar.



Işıl:
Üç yıl önce öğretmenliği bıraktı. İlk çemberinden sonra -bir Armağan Çemberiydi- yolculuğa çıktı. Toprağın hikâyesini dinledi, farklı çiftliklerde gönüllü olarak çalıştı, toplulukları ziyaret etti. Yeni hayatında masallar ve haikularla tanıştı, yazı yazmaya başladı. Zeytin ağaçlarını, inekleri seviyor, en çok da arıları. Şimdi kitaplardan değil, doğadan öğreniyor. Bazen öğretmenliği özlüyor ama binaların arasındakini değil. Kalbi, yaşamında çemberlerin, dansın ve oyunun daha fazla olmasından yana. Çemberin şifasına inanıyor. Zaman zaman ‘benim özel alanım’ diye tuttursa da, toplulukla yaşam kurma üzerine niyetleri var.


Umut:

Biyoloji okuyor. Ağaç ve doğa tanıma gezileri yapar. Ekolojiye, hayvan davranışlarına ve evrimsel psikolojiye ilgilidir. Çocukluğundaki ağaç tepelerinde gezme ve toprakla oyunlar oynama hali hâlâ mevcut. Toplayıcılık ve türeticilik yapmaya çalışıyor. Kendi kendine yetebilmeye çalışıp debelenirken topluluk olmanın gücünü görüp birbirine yetebilmeye yöneldi ve hayatını bu yönde şekillendirebilmek umudu taşıyor. Bisiklet sürmeyi sever, müziğin ve ritmin cazibesine kapılanlardandır.